GENEL BAŞKANIMIZIN İSTANBUL'UN FETHİ'NİN 567. YILI AÇIKLAMASI

 

MÜBAREK VE MUAZZAM FETHİN 567. YILDÖNÜMÜ

 

Cennet mekan Fatih Sultan Mehmet Han’ın, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) müjdesine nail olup, aşılamaz denilen surları aştığı ve alınamaz denilen İstanbul’u aldığı, Domaniç Yaylası’nda bir avuç imanlı ve inançlı insanın “adalet bize de bütün insanlığa da gerektir” diyerek 1299’da başlattığı yürüyüşün, 154 yıl sonra Bizans surlarının yıkılmasıyla ‘Cihan Devleti’ kimliğini kazandığı kutlu fethin yıldönümünü büyük bir coşkuyla ve heyecanla idrak ediyoruz.

 

İstanbul’un Fethi, Avrupa’da o dönemde hakim olan karanlık Orta Çağ anlayışı yerine, ecdadımızın elden ele taşıdığı ‘Hakkı üstün tutma’ şiarı ile aydınlattığı yeni bir çağın başlangıcı olmuştur.

 

Ayak bastığı ve hüküm sürdüğü her yere adalet götüren Osmanlı Devleti, bu fetihle birlikte İstanbul’a da aynı anlayışla girmiştir. Bu müjde ve bu anlayış dolayısıyladır ki, kendi devletinin zulmü altında yaşamaktan yorulan Bizans halkı Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve askerlerini ellerinde çiçeklerle karşılamıştır. Fetih ile birlikte İstanbul’da bütün farklı toplumlar yüz yıllar boyunca Osmanlı Devleti’nin adalet şemsiyesi altında huzur içerisinde yaşamışlardır. Ecdadımızın gerçekleştirdiği fetihleri, Haçlılar’ın ve emperyalist zihniyetin yıkan, yok eden, sömüren, zulmeden işgallerinden ayıran en temel özellik işte bu adalet anlayışı, Hakkı üstün tutma prensibidir.

 

Fetih sadece toprak kazanmak değil, gönüllere girmek demektir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke’yi fethederken, Selahaddin-i Eyyubi Kudüs’e girerken, Sultan Alparslan Anadolu’nun kapılarını açarken ve Fatih Sultan Mehmet Han Bizans’ın surlarını yıkarken asıl olarak gönülleri fethetmişlerdir. Zulmün tarihini okumak isteyenler Batı’nın işgallerini, adaletin ve insanlığın tarihine vakıf olmak isteyenler ecdadımızın fetihlerini incelemelidir.

 

Fatih Sultan Mehmet Han’ın fethi gerçekleştirmek için yaptığı çalışma, döktürdüğü toplar, inşa ettirdiği Rumeli Hisarı bize sadece istemenin yetmeyeceğini, istenen noktaya ulaşmak için çalışmak ve terlemek gerektiğini, Haliç’in önüne çekilen zinciri aşmak için gemilerin karadan yürütülmesi de hedefe ulaşmak için inanç ve kararlılık gerektiğini öğretmiştir. Bugün de hak ve adalet ekseninde bütün insanlığın huzuru ve refahı için oluşturmak istediğimiz Yeni Bir Dünya’yı kurmak, bu tarihi derslerden ilham alarak, aynı anlayış, inanç ve kararlılıkla çalışmamızla mümkün olacaktır.

 

Bu tarihi fetih, içerisinde birçok dersler, tarihi birçok özellikler barındırsa da fethin çağlar aşan sembolü Ayasofya’dır. Ayasofya, Hakkın Batıla üstün gelmesinin sembolüdür. Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması fethin tarihe vurulmuş mührüdür. Ayasofya İstanbul’un İslam toprağı olduğunun ve kıyamete kadar öyle kalacağının ilanıdır. Ve bu ilan bizzat Fatih Sultan Mehmet Han tarafından bir vakıf senediyle teminat altına alınmıştır. Ancak maalesef ki Ayasofya bugün 90 yıldır kapalı oluşunun mahzunluğunu yaşamaktadır.

 

Fethi kutlayan, fetihle gurur duyan, bu tarihi günü konuşmalarla ve yazılı açıklamalarla yad eden, Fatih Sultan Mehmet Han’a ve askerlerine dualar eden ve aynı zamanda da yetki sahibi olanların yapması gereken, ecdadımızın emaneti Ayasofya’yı 6 asırlık hüviyetine yeniden kavuşturacak fiili adımı bir an evvel atmalarıdır. Bu adımı atarak Ayasofya’yı tekrar ibadete açacak olanların adlarını tarih Fatih Sultan Mehmet Han ve askerleriyle beraber yan yana anacaktır.

 

Bizler Yeniden Refah Partisi olarak Ayasofya’yı bir gün mutlaka cami olarak ibadete açacağımızın ve minarelerinden okunacak ezanların semalarımızda yankılanacağının sözünü veriyor ve Ayasofya Camii’nde Cuma hutbesinde İslam Birliği’nin kurulduğunu tüm dünyaya ilan etme hedefimizi ortaya koyuyoruz.

 

Bu vesileyle Fethin 567. Yıldönümü’nde Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve şanlı askerlerini rahmetle anıyoruz, hayırla yad ediyoruz. Cenab-ı Allah bizleri onlara layık eylesin.

 

Dr. Fatih Erbakan

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı